Değerli Velilerimiz,

Okul – aile işbirliğini artırmak ve öğrencilerimizi kendilerine güvenen başarılı bireyler ve iyi birer insan olarak hayata hazırlamak amacıyla, önemli olduğunu düşündüğümüz İlişki Değerleri ve 21. Yüzyıl becerileri gibi konularda sizlerle belli aralıklarla video ve makale paylaşımları yapmayı planlıyoruz.

Lütfen öncelikle yazı içine yerleştireceğimiz videoları izleyiniz ve daha sonra makaleyi okuyunuz. Paylaştığımız video ve makaleleri izlemek ve okumak için ayıracağınız zamanın, çocuklarımızın hayata hazırlanmalarına büyük katkıları olacağını özellikle belirtmek isteriz.

Bu yazımızı okumadan önce izlemenizi istediğimiz ilk video Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu’nun “Sınırlar” videosu, ikinci video ise Prof. Dr. Yankı Yazgan ve Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu’nun “Sınır koymak baskı mıdır” konulu videosudur.

Saygılarımızla,
Mustafa Balkaş
Direktör

Sınırları Belirlerken

Yol işaretleri olmayan ya da çok az işaret olan, bilmediğiniz bir yolda gittiniz mi hiç? Böyle bir durumda insanın kafası çok karışır, ne yöne gideceğini bilememek rahatsız eder. Yol gösteren işaretler olmazsa yanlış yola sapabilir, kaybolabilirsiniz. İşte onaylanan davranışların yolunu öğrenmeye çalışan çocuklar da aynen böyle hisseder. Bu süreçte çocuklara yol gösteren işaretlerin de okul öncesinde anne-babaların, okula başladıktan sonra da öğretmenlerin söylem ve davranışları olduğunu düşünürsek; anne-babaların ve öğretmenlerin, bir kural ve beklentiyi öğretebilmek için kullandıkları süreç Sınır Koyma olarak tanımlanmaktadır. Sınırlar, çocukların hem kendilerini hem de yaşadıkları ortamı kavramalarını sağlar; onlara keşif ve öğrenme fırsatı sunar. Kendilerinden ne beklendiğini, diğer insanların gözünde durdukları yeri, ne kadar ileri gidebileceklerini, fazla ileri gittiklerinde neler olabileceğini bilmek isterler. Onlara bu bilinci aşılayabilmek ve kendi yaşamlarında var olma iznini edinebilmeleri konusunda yol gösterici olabilmek için sizlerle bilgilendirici nitelikte bir yazı paylaşmak istedik.

* Sınırlar, onaylanan davranışları tanımlar. Sınırlar anlaşılır ve net olduğu sürece çocuklar için anlamak ve izlemek daha kolay olacaktır.

* Eğer bir kural bazen uygulanıyor, bazen esnetilebiliyorsa bu çocuk için kafa karıştırıcı bir mesaja dönüşür. Başlanan ve yarım bırakılan kural ve sınırlar çocukların anne babaya olan güvenini sarsar ve anne babanın yetkinliğine gölge düşürür. Bu tip bir uygulama ile çocuk, evde verilen sözlerin yerine getirilmediğini öğrenir.

* Kurallar koyarken anahtar noktalardan biri anne ve babanın çocuğa model olmasıdır. Çocuklara verilmek istenen değerler, öncelikle anne ve baba, okul çağında da öğretmenler tarafından uygulanırsa değerlerin çocuk tarafından içselleştirilmesi daha kolay olacaktır.

* Çocuğunuzun kuralları benimsemesi için düzenli olarak ve her gün aile içinde sohbet edebilir, sohbeti sürdürürken, yaş düzeyine uygun resimli tablolardan faydalanabilirsiniz. Örneğin; diş bakımı konusunda sohbet ederken, sağlıklı ve sağlıksız diş resimlerini kullanılabilir.

* Disiplin adına çocuğa uygulanan kurallarda “yapma” şeklindeki engellemeler ve yasaklar konusunda çok dikkatli olunmalı, abartılı davranmamalıdır. Aşırı koruma ve kollamanın ve çocuklara sorumluluk vermemenin sonuçları vardır. 4,5,6 yaşındaki çocuğun ağzına yemek vermek, kalemlerini açmak, çantasını düzenlemek vb. ona hizmet için sürekli hazırda beklemek, çocuğu korkak, ürkek, güvensiz, yalnız ve sonuçta “sorumluluk bilincine sahip olmayan” bir çocuk ve birey haline getirir. Böyle yetişen bir çocuk, hem evde, hem okulda hem de büyüdüğü zaman ailesinden ayrılınca bocalayacaktır. Evde her istediğini yaptıran çocuk, arkadaş ilişkilerinde de zorlanır; ya kaybetmeye alışık olmadığı için gruba hiç katılmaz ya da başaramama endişesi ile yarışmalardan kaçar, kendini koruyamaz. Tam tersi olan bir yapılanmada yani sınırsızlıkta, hiç disiplin uygulanmadan büyüyen bir çocuk, davranış bozukluğu veya uyumsuzluk gösterir.

* Bir isteği, beklentiyi ifade ederken pozitif dilin kullanılması önemlidir. Örneğin; “kardeşinin oyuncağını alma” yerine “kardeşinin oyuncağını almadan önce izin istesen daha iyi olmaz mı” gibi olumlu bir ifade kullanmak.

* Sınırın çocuğun ihtiyacına değil, isteğine koyulması çok önemli bir konudur. Eğer okul öncesi ya da ilkokul çağında bir çocuk yeterince ilgilenilmediği için eşyalara zarar veriyor ya da size kötü davranıyorsa bu davranışın mutlaka bir nedeni vardır . Çünkü çocuk aslında sesini duyurmaya, benimle ilgilenin demeye çalışıyordur. Dolayısıyla önce çocuğun bu dönemde karşılanmayan bir ihtiyacı olup olmadığını anlamaya çalışmalısınız. Örneğin; çocuğunuz okuldan geldiği zaman “……. dersinden kaç aldın veya hemen ders çalışmaya/ödev yapmaya otur” demek yerine “bugün doya doya oyun oynadın mı” sorusunu sorabilirsiniz. Sizinle her gün yarım saat sohbet etmesi ve oyun oynaması çocuğunuzu çok daha uyumlu ve kendine güvenen bir birey haline getirecektir. Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu’nun sürekli vurguladığı gibi, hayatta başarının %85 oranında kendine güven ile ilgili olduğunu unutmamalıyız ve her fırsatta çocuklarımızın kendilerine güven duygusunu nasıl geliştirebiliriz diye düşünmeliyiz.

* Yemek yeme konusunda çocuklara ısrar etmemeliyiz. “Yemek yemediği için açlıktan ölen çocuk yoktur” diyor Prof. Doğan Cüceloğlu. Bırakınız istediği kadar yesin ve masadan kalksın. Bir sonraki öğünün saat kaçta olduğunu söyleyiniz ve o saate kadar yemek yeme imkanı olmayacağını bilmesini sağlayınız. Yemek konusunda ısrar, çocuk için sürekli olarak cehennemi yaşamaktır ve bu da çocukların ciddi şekilde öfke biriktirmelerine neden olur. Yemek konusunda ısrarcı olmak en ciddi sınır ihlalidir. Çocuk biriken öfkesini sizden, okulda arkadaşlarından veya öğretmenlerinden bir şekilde çıkaracaktır.

* Çocukların “çocuk” olduklarını unutmamalıyız. Yani beklentimiz bizim düşündüğümüz ya da anladığımız gibi düşünmeleri ve anlamaları olmamalı. Daha sabırlı ve toleranslı olarak, çocukla/gençle sürekli sohbet içerisinde olmalıyız. Baskı ve zorlama ile insan davranışlarını değiştirmek mümkün değildir.

* Ergenlik dönemi içerisinde olan ve birey olduğunu fark etmesiyle beraber benmerkezci tavrını güçlendiren çocuğunuz için sınır koyma sizlere oldukça zorlayıcı ve bazen ‘’zaten kendi sınırlarını koymaya başladı’’ düşüncesiyle imkânsız gelebilir. Her şeyden önce sizi her anlamda model alan çocuğunuzla sohbet etmek, günün belirli bölümünü ona ve içinde barındırdığı duygulara ayırmak beraberinde getireceği bilinç edinme konusunda şüphesiz büyük önem taşımaktadır. Yargılamadan, eleştiri barındırmadan, göz teması kurarak ve etkin dinleyerek ona davranışlarından, kurduğu ilişkilerden yola çıkarak sınırları konusunda yol gösterici olabilirsiniz.

* Ergenlik döneminde çocuğu olan anne-babaların kendilerine sormaları gereken sorular ve bu soruları çocuklarıyla paylaşacakları bir sohbet ortamı yaratmaları oldukça önemlidir. Bu sorular;

  • Anne-baba-çocuk olarak aranızdaki bağ nasıldır?
  •  Anne-baba olarak çocuğunuzla ne kadar yakınsınız?
  •  Hayatta başarılı ya da başarısız olmak büyük ölçüde kime aittir?
  •  Çocuğunuz davranışları ve bu davranışların sonuçları arasındaki yakın ilişkinin farkında mıdır?
  •  Çocuğunuza yaşamı kontrol etme ve seçim yapma şansına sahip olduğunu hissettirir misiniz?
  •  Çocuğunuz kendi hayatına ilişkin kararları kendisi mi alır yoksa onun yerine siz mi alırsınız?
  •  Çocuğunuz ile ilişkinizde, kontrol üzerine kurulu bir ilişkiye mi yoksa etki eden bir ilişkiye mi sahipsiniz?

*Çocuğunuzun kendi sınırlarını görmezden gelmeyiniz. Onu ve kararlarını önemsediğinizi hissettirerek, yapması gerekenlerin neden böyle olduğu konusunda eleştiren değil, anlayan ve anlatmaya çalışan taraf olmaya çalışınız. Özellikle ergenlik dönemi içerisinde kişisel alanına müdahale edilme noktasında aşırı tepkiler gösteren çocuklarınızın sınır koyma bilinci kazanması bu durumda zorlaşmaktadır. Bitirilmesi için zorlanan yemekler, oturması için tekrar tekrar hatırlatılan ödevler ve dersler, çocuk/genç istemedikçe adına verdiğiniz kararlar onun penceresinde tamamen sınır ihlali örnekleridir.

Kaynaklar:

Mackenzie, R. J. (2019). Çocuğunuza sınır koyma. 6. Baskı. İstanbul: Yakamoz.

Mackenzie, R. J. (2001). Çocuğunuza sınır koyma 2. 1. Baskı. İstanbul: Yakamoz.

Cloud, H, T. (2009). Sınırlar. 1. Baskı. İstanbul: Koridor Yayıncılık.

Cüceloğlu, D. (2016). Sınırlarımız. Doğan Cüceloğlu ile İnsan İnsana, https://www.youtube.com/watch?v=nMZP4Gyc_U8 adresinden edinilmiştir.

Cüceloğlu, D. (2016). Bir yaşam nasıl inşa edilir? Yankı Yazgan ile sohbet,
https://www.youtube.com/watch?v=UKnpNuayfLM&t=1068s adresinden edinilmiştir.